iaosb nedim uysal

18 Mart Çanakkale Zaferi ve Şehitleri Anma Günü Töreni

18 MART ÇANAKKALE ZAFERİ VE ŞEHİTLERİ ANMA KONULU KOMPOZİSYON YARIŞMASINDA BİRİNCİLİK

Çiğli İlçe Milli Eğitim Müdürlüğünün lise öğrencileri arasında düzenlediği “Çanakkale Zaferi ve Şehitleri Anma Günü” konulu kompozisyon yarışmasında okulumuz öğrencilerinden Öykü Narin KOPAL, İlçe Birincisi oldu. Öğrencimize plaketini Çiğli Kaymakamı Sayın Fatih GÖRMÜŞ takdim etti. Öğrencimize ve Danışman Öğretmenimiz Asuman GÜLSEVER’ e teşekkür ederiz. Öğrencimizin yazdığı metnin bir kısmını sunmaktan mutluluk duyarız.

18 MART: TARİHİN GÖĞSÜNDE BİR ÇAĞRI

“Çanakkale Geçilmez, Selamlanır…

“Çanakkale Geçilmez, Selamlanır.” nice donanmayla dar boğazdan geçip kanımızla suladığımız, Malazgirt’ten beri yaşadığımız güzel topraklarımıza göz dikmiş düşman. Bizim kanatlarımız ya da yedek paraşütümüz yoktu. Hiçbir zaman kolay elde etmedik. Anadolu’ ya gelirken mücadelemiz bin fitle başladı, yurdumuza inerken her metrede bedelini ödedik. Zor mücadelelerle yurt edindik. Şimdi tek dişli canavar bu gerçeği görmezden gelip bu dar boğazda boğazımızı sıkmaya başladı. Kaç donanma, kaç ittifak bizi durdurabilecekmiş, şaşarım! Taş üstüne taş kalmadı. Tabur tabur yok olduk. Bir öldük bin dirildik. Seyit onbaşı gibi kahramanlar Gelibolu’ya dağıldı. Her tarafı tuttular, izin vermediler düşmanın geçmesine, kara ve deniz söz birliği etti, geçit vermedi. Derelerden kan aktı, kanla cesetle dolan kuyuların içinden günlerce su içilmedi. Nefes alınmadı, aş yiyilmedi. Bu dar Boğaz’da nice şehit üst üste yığıldı. Adım atılmadı, yas tutulmadı, kefene sarılmadı, gözyaşı akmadı. Önce vatan, namus denildi. Canına dişine taktı savaştı. Ta ki kutlu zaferin naralarının atılmadıkça durmadı, ilerledi. İzin vermedi geçmelerine boğazlarımızdan. Yok etmişlerdi ama Anka kuşu misali ateşimiz göğsümüzde yeniden dirildik, küllerimizden tekrar tekrar var olduk.

Dur Yolcu! Bilmeden geçtiğin yerler bir devrin battığı yerdir…” Gelibolu’nun tepelerine kazıldı isyanımız. Duysun, görsün ki bütün dünya canavarın yok olduğunu, Türk’ün adının imanla, inançla nasıl yazıldığını görülsün. Yaşayan bir tarihin önünde eğil ve selam ver denildi.

Şu Boğaz harbi nedir? Var mı ki dünyada eşi? En kesif orduların yükleniyor dördü beşi…” dizeleri Akif’in kaleminde destanlaştı. Bir milletin tek bir yıldız altına toplanışına şahitlik etti. Kim feda olmazdı ki bu güzel vatana. Kızılelma’nın, Oğuz Kağan’ın, Mete’ in, Alpaslan’ ın, Fatih’in ve nice Türk hükümdarının torunlarıydı, çiğnetmedi, çiğnetmeyecekti vatanın hiçbir karışını. “Ey bu topraklar için toprağa düşmüş asker! Gökten ecdad inerek öpse o pak anlı değer…” boşuna yazılmadı bu diziler. M. Akif Türk’ün cesaretini, fedakarlığı ancak böyle güzel dile getirebilirdi.

Çanakkale Geçilmez, Selamlanır.” Gelibolu bir koza gibi kapandı içine. Binlerce ruhla özgürlüğünü haykırdı dünyaya. Gelibolu küçücüktü ama kendi evladının haricinde birçok yabancıya (İngiliz’i, Yunan’ı, Fransız’ı, Anzak’ ı) ana kucağı oldu, koynunda huzurla yatırdı. Tek dişi kalmış canavar yok oldu, her parçası toprağımıza düştü, yer etti. Artık bütün dünyanın bildiği gibi o canavarın da kabul ettiği bir şey vardı: Çanakkale Selamlanır. Geçilmez!

18 Mart 2025

Bu İçeriği Paylaş